Agah Efendi Sokağı’nın, Agah Efendisi kimdir ? , Türkiye’de gazeteciliğin öncüsü sayılan Agah Efendi, 1832 yılında İstanbul Sarıyer’de doğmuştur. Babası Yozgatlı Çapanzâde Ömer Hulusi Efendidir. İlk ve orta öğreniminden sonra tıbbiyeye kaydoldu, yedi yıl tıp öğrenimi gören Agâh Efendi okulu bitirmeden ayrıldı. Tıp öğrenimi sırasında katiplik yaptı. Bu sırada Fransızca, İngilizce ve İtalyanca öğrendi. Fransızca çevirmeni olarak Babıâli Tercü-me Odası’nda çalışmaya başladı. 1852-1854 yılları arasında Paris elçilik sekreterliğine, 1855 yılında Rumeli Ordusu baş mütercimliği yaptı, Divanımuhasebat (Sayıştay) üyeliği, daha sonra 1861’de Posta Nazırlığı’na (Posta Bakanlığı) getirildi. Bu görevi 1865 yılına kadar sürdürdü. 1862 yılı sonunda ise ilk Türk posta pullarını çıkarmıştır. İstanbul’da güçlü bir posta örgütü kurdu ve 1863’te Türkiye’de ilk kez posta pulu kullanımını başlattı. Bu uygulamayla posta işlemleri büyük ölçüde basitleşti ve çeşitli yanlışlıklar, yolsuzluklar önlendi. Daha önceleri yapıldığı gibi mesafeye göre posta ücretlerinin hesaplanması 1863 tarihinde Sirkeci, Beşiktaş, Üsküdar, ve Fatih postahanelerinde satışı başlayan bu pullar ile posta gönderi ücretlerinin ödenmesi uygulamasını da başlatmıştır. Agâh Efendi bununla da kalmayarak halkın postahanelere gelmeden mektup yollayabilmesi için ilk defa posta kutuları uygulamasını da başlatmıştır. 14 Şubat 1865 tarihinde ise ülke sınırları içinde her türlü posta taşınması haklarının devlete ait olduğunu açıklamış ve Mısır Postalarının başlatılmasını emretmiştir. Agah Efendi, 21 Ekim 1860 tarihinde Şinasi ile birlikte Tercüman-ı Ahval (Durumların Sözcüsü) gazetesini çıkarmaya başlamıştır. Altı ay sonra Şinasi’nin ayrılması üzerine gazeteyi tek başına çıkarmayı sürdürdü. Özel sermayeyle çıkarılmış ilk Türk gazetesi olan Tercüman-ı Ahval bir haber gazetesi olmakla kalmayıp, ülkenin o dönemdeki birçok ekonomik ve toplumsal sorununu tartışmaya açtı. Halkın kolay anlayacağı bir dil kullanılmasına özen gösteren gazete eğitime de önem verdi. Eğitimdeki bozuklukları eleştirdi, çağdaş eğitim anlayışını savundu. Bu anlayışa uygun yayınları nedeniyle bir süre kapatıldı. Agâh Efendi’nin başyazarlığını yaptığı Tercüman-ı Ahval Türk basın tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Agâh Efendi yenilikçi aydınların kurduğu Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin 1865’teki ilk üyelerindendir. Bu örgüt Osmanlı aydınları arasından seçilecek üyelerle bir meclis toplanmasını ve ülkenin bu meclisten çıkan yasalarla yönetilmesini savunuyordu. Namık Kemal, Ziya Paşa gibi aydınlar bu örgütün önderlerindendi. Padişahın baskıları sonucu Agâh Efendi ve öteki örgüt üyeleri 31 Mayıs 1867’de Paris’e kaçtılar. 1867-1871 yılları arasında Fransa. İngiltere ve Belçika’da yaşayan Agâh Efendi Paris’te arkadaşları ile birlikte Muhbir (Haberci) ve Hürriyet gazetelerini yayımladı. Siyasal etkinliklerden çok gazetecilikle uğraştı. 1871’de padişahın çıkardığı afla yurda dönünce İzmit mutasarrıflığına getirildi ve Şûrayıdevlet (Danıştay) üyeliği görevlerinde bulundu. Ama II. Abdülhamid padişah olunca görevinden alındı: 1877’de önce Bursa’da, daha sonra Ankara’da altı yıl sürgün yaşadı. Bağışlandıktan sonra Rodos ve Midilli mutasarrıflıklarına getirildi. 1884’te Atina elçiliği görevine atandı. Agah Efendi, atandığı Atina elçiliği görevinin ilk aylarında 1885’te Atina’da 53 yaşında öldü. II. Mahmut Türbesi haziresine defnedilmiştir.